Kırklareli’nin Yerel Tadı Hardaliye İçin Tanıtım Atağı
Kırklareli’nin yerel tadı, üzüm şırasının hardalla buluşması hardaliye, yeniden eski değerine kavuşuyor.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, koyu renkli ve kokulu üzümlerden elde edilen üzüm şırasına vişne yapraklarının ve hardal tohumunun eklenmesiyle üretilen hardaliye, son dönemdeki tanıtım ataklarıyla bölge ekonomisine katkıda bulunuyor.
Hardaliyenin üretimi, kentteki bağcılığın başladığı yıllara kadar gidiyor. Kırklareli’nin tarihte “üzüm kent” anlamına gelen Lozengrad olarak anılması, Evliya Çelebi’nin notlarında bağlardan söz edilmesi, hardaliyenin çok eski yıllardan bu yana üretildiğini ortaya koyuyor.
Sosyal ve ekonomik şartlara bağlı olarak kentte bağcılığın azalması, tansiyonu, sindirimi dengelediği, kuvvet verdiği bilimsel olarak da kanıtlanan hardaliye üretimini de etkiledi. Son yıllarda tanıtım atağının yeniden başlamasıyla hardaliye üretimi de arttı.
Kırklareli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ertuğrul Ziya Çetintaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hardaliyeye talebin son 3 yılda giderek arttığını söyledi.
Hardaliyenin ihracatı için tanıtımını yaptıklarını aktaran Çetintaş, şunları belirtti:
“Kentimize özgü hardaliyemiz gerçekten çok lezzetli. Bir içen bir daha içmek istiyor. Hardaliyeye olan talep artıyor. Artık üreticimiz hardaliye yetiştiremez durumda diyebiliriz. Bu bizi gerçekten memnun ediyor. Türk Patent Enstitüsüne ‘ Kırklareli Üzüm Hardaliyesi’ için marka tescil başvurusunda bulunduk. Kırklareli hardaliyesini marka haline getirerek önce ülkemizde, sonra dünyaya tanıtmak istiyoruz. Marka tescilini aldıktan sonra odamızın izini olmadan ‘ Kırklareli Üzün Hardaliyesi’ ismini hiçbir üretici ve satıcı kullanamaz. Marka tescilinin yanı sıra hardaliye için 2009 yılında Türkiye Patent Enstitüsüne coğrafi işaret başvurusunda bulunduk. Coğrafi işaret süreci devam ediyor.”
Çetintaş, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, 20 Aralık 1930 tarihinde Kırklareli’ne yaptığı ziyaret sırasında kendisine ikram edilen hardaliyenin kentin milli içeceği olmasını istediği için tanıtım çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.
-Tadı zahmetinde saklı
Hardaliye, zahmetli bir lezzet yolculuğu sonrası tüketiciye ulaşıyor. İçecek, eski dönemlerde geleneksel yöntemlerle üzüm şırasını koruyabilmek amacıyla geliştirilmiş ve sezonluk üretilen Trakya’ya özgü hoş tat ve kokuya sahip, alkolsüz bir içecek olarak biliniyor.
Üzümün sıkılması ile oluşan şıranın bileşiminde üzüm çeşidi, olgunluk durumu, iklim, toprak ve bağ özellikleri etkili oluyor. Üretimde “Papazkarası, Pamit, Cabernet, Merlot, Şiraz, Kalecik Kalesi” cinsi üzümler tercih ediliyor. Saplarından ayrılarak yıkanan üzümler, meşe fıçıya yerleştiriliyor, vişne yaprağı ve siyah hardal tohumu ile harmanlanıyor.
Hardaliye üreticisi Bülent Karlıbağ hardaliyenin lezzetinin sırrını vişne yaprağı ve hardalla demlenmesinden aldığını aktararak, şöyle dedi:
“Bağlardan toplanan üzümler kırım makinesi yardımı ile saplarından ayrıldıktan sonra, vişne yaprağı ve hardal ile kazanlara doldurularak yaklaşık 30 gün bekletiliyor. Taneler kazanlarda kabuk ve çekirdeği ile bekletiliyor. Sağlığa faydaları da üzümün kabuk ve çekirdeğinden geliyor. Hardaliye 30 gün sonrasında preslenerek, tortularından ayrılarak süzme işleminden geçirilerek, yeniden bir hafta bekletiliyor. Bir hafta sonrasında da hardaliye içime hazır hale gelmiş oluyor.”
Hardaliye üretiminin uzun uğraş istediğini anlatan Karlıbağ, ürettikleri hardaliyeyi Türkiye’nin dört bir yanına gönderdiklerini sözlerine ekledi. – Özgün Tiran