Trakya Firma Tanıtım ve Bilgi Platformu
TrakyaBurada.com | Trakya'nın Tanıtım ve Bilgi Platformu

Lalezar Cam Sanatı Lüleburgaz

ADRES
Lüleburgaz 39BURDA AVM Burgaz Sokağı
TELEFON
FİRMA HAKKINDA
FOTO GALERİ
VİDEO
KONUM
YORUMLAR

Lüleburgaz 39 Burda AVM Burgaz Sokağı’nda Faaliyet göstermekte olan Lüleburgaz Cam Sanatı ustası Gürcan Kinik’ in sahibi olduğu Lalezar Cam sanatı Merkezi sizleri bekliyor.

Cam sanatından biraz bahsedecek olursak, insanoğlu volkanik cam veya obsidyen diye anılan doğal camı çok eski zamanlarda keşfetmiş ve bu doğal madeni işleyerek, bıçak, ok ucu, silah süsleme aracı ve mücevher olarak kullanmıştır.

Suni camın ilk olarak nasıl üretildiğine dair hiçbir kanıt olmamasına rağmen, Romalı bir tarihçi olan Pliny, camı ilk olarak Finikeli denizcilerin bulduğuna işaret eder. Hikayeye göre denizciler, Suriye’nin Prolemais bölgesindeki sahilde bir kamp kurarlar ve ateş yakarak kaplarını, aynı zamanda yükleri olan soda blokları üzerine koyarlar. Ertesi gün uyandıklarında, ateşin sıcaklığından dolayı kum ve sodanın camı oluşturduğunu görürler. Camın ilk olarak Mısırlılar ve Finikeliler tarafından İ.Ö. 2. yüzyılda üretildiği söylense de, Mezopotamya’da bulunan ilk cam örneklerinin tarihi, İ.Ö. 3. yüzyıla dayanmaktadır. Cam eski zamanlarda çoğu kez kralların himayesinde ve krala bağlı olarak faaliyet gösteren atölyelerde veya zengin müşterilerin gereksinimlerini karşılamak amacıyla üretilmiştir. Bununla beraber, ilk günden beri değerli taşlara ve insan eliyle yapılmış madeni eşyalara alternatif olarak üretilmiş ve kullanılmıştır. Roma Dönemi’nden itibaren, hemen hemen tüm cam eşyaların üretiminde taş, maden ve seramik eşyalar taklit edilmiştir.

Cam sanatındaki en önemli ilerleme üfleme yönteminin bulunmasıdır. Bu tekniğin MÖ 1. yüzyıl ortalarına doğru Fenikeliler tarafından bulunduğu söylenmektedir fakat bu teknikten tam olarak yararlanılması ancak, pipo adı verilen ortası boş metal bir üfleme çubuğunun kullanılmaya başlamasıyla gerçekleşmiştir (tahminen MÖ 1.yüzyılın son çeyreğinde). Üfleme çubuğu ile havayla şişirme yönteminin birleşmesi, cam yapımı konusundaki en önemli kilometre taşlarından biridir. Selçuklu, Artuklu ve Osmanlı camlarının ortak özelliği hepsinin üfleme tekniğiyle yapılmış olmasıdır.

Cam üfleme tekniğinin kullanıldığı durumlarda, fırından alınan ve fıska olarak tabir edilen sıcak cam biraz üflendikten sonra soğumaya başlar ve bu noktada tekrar erimiş cama batırılarak daha büyük bir form verilebilir. Kepçeleme yönteminde ise cam, kepçede küre haline getirilirken soğutulur ve pipo sürekli olarak döndürülerek cama kepçe içinde istenilen form verilir. Uygun sıcaklığa ulaşıldığında ise üfleme işlemi gerçekleştirilir. Üfleme işlemi sonrasında ya serbest şekil üzerinde çalışılır ya da cam bir kalıp yardımıyla (kalıp içine üfleyerek) şekillendirilir.

Tüm bu aşamalar sırasında tercihe bağlı olarak kristal haldeki özel cam boyaları kullanılarak cama renk verilebilir. Üfleme ve serbest sekillendirme dışında yaygın olarak kullanılan yöntemlerden biri de döküm yöntemidir (camın bir kalıp içine dökümü). Camın sıcakken şekillenebilme özelliği, bu malzemeyle çalışanlara ustalıklarını sergileme imkanı tanımıştır. Böylece değişik şekillerde, renklerde ve bezemede birçok parça üretilmiştir. Cam yapımındaki en önemli unsurlardan biri saydamlıktır. Bu unsur belki de hiçbir malzeme için bu kadar önem taşımaz. Çünkü cam saydamlığı nedeniyle diğer malzemeler kadar görünmez. Görünmeyen bir malzemeyle tasarım yapmak doğal  olarak bazı zorluklar taşır. Bugün kullanılmakta olan cam üretme yöntemleri ve hammaddeler, Antik Dönem’den beri bilinmekte ve uygulanmaktadır. Cam yapımında kullanılan aletlerde de, cam üfleme tekniğinin bulunmasından bu yana önemli bir değişiklik olmamıştır,

Lüleburgaz’da ise cam sanatını en iyi şekilde icraa etmeye çalışan Sayın Gürcan KİNİK’ in atölyesini mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ediyoruz.

Özel bir çalışma olan, Çeşm-i bülbül (Bülbülün gözü),

18. yüzyılın sonunda III. Selim’in Mevlevi dervişi Mehmet Dede’yi cam tekniklerini öğrenmek için Venedik’e göndermesi sonucunda ortaya çıkmış bir cam işleme sanatıdır.
Mehmet Dede opal cam tekniğini öğrendiği Venedik’ten dönüşte Beykoz’da bir atölye açmış, Dede’nin Venedik’ten getirdiği bu tekniğin geliştirilmesiyle çeşm-i bülbül ortaya çıkmıştır. Bu değerli ürünün imalatını yaygınlaştıran kişi ise Tophane Müşiri Fethi Ahmet Paşa’dır.

Bu teknikte üretilen camların deseni bülbül gözüne benzetildiği için Çeşm-i Bülbül “Bülbül Gözü” olarak adlandırılmaktadır ve geleneksel üretim metodu ile üretilmesine devam edilmektedir. Çeşm-i Bülbül, yaratılışında kullanılan özel camcılık teknolojisinin yanı sıra, uzun işlemler ve yaratıcılık gerektiren bir üründür. Başlıca özelliği, ince ve renkli cam çubukların yüksek ısıda eriyip, su gibi olmuş camın içine yerleştirilmesidir. “Dönerek burulan” çizgiler, o cam formu biçimlendiren ustanın hünerini ve üslûbunu yansıtırlar.
Çeşm-i bülbül olarak adlandırılan ürünler arasında vazo, sürahi, şekerlik, kase,tabak ve takı aksesuarı gibi formlar bulunur.

(Etiketler: lüleburgaz cam sanatı, luleburgaz cam sanati, trakya cam sanati, babaeski cam sanati, corlu cam sanati, kirklareli cam sanati, pinarhisar cam sanati, vize cam sanati, kofcaz cam sanati, karaagac cam sanati, edirne cam sanati, tekirdag cam sanati, luleburgaz cam yuzuk, luleburgaz cam kolye, biga cam sanati, canakkale cam sanati)

Lalezar Cam Sanatı Lüleburgaz Lalezar Cam Sanatı Lüleburgaz Lalezar Cam Sanatı Lüleburgaz Lalezar Cam Sanatı Lüleburgaz Lalezar Cam Sanatı Lüleburgaz Lalezar Cam Sanatı Lüleburgaz Lalezar Cam Sanatı Lüleburgaz Lalezar Cam Sanatı Lüleburgaz Lalezar Cam Sanatı Lüleburgaz
41.385495, 27.349336

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

FİRMA HAKKINDA BİR YORUM YAZIN
Reklam
FİRMAYI SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ